11 Ocak 2011 Salı

Kariyer Beni Çağırıyor

Karar anı geldi çattı, zaman hızla aktı ve artık yeni dönem başlamak üzere. Şimdi Master’a devam edecek miyim yoksa bırakacak mıyım bunu düşünme zamanı ama ben kararımı verdim bile. Bunca gelgitten sonra hiç kolay olmadı benim için bu kararı vermek ama hayatta hiç bir şeyin tesadüf olmadığına yaşadığımız her şeyin bir anlamı olduğuna inanıyorum, karşımıza çıkan herkesinde kim olursa olsun boşu boşuna, öylesine bizim karşımıza çıkmadığına da.
Eşim, kardeşim ve babam yani hayatımdaki en önemli 3 erkek ve hepsi benim bu kendini fazlasıyla anneliğe kaptırmış halime karşı. Benim gittikçe kızıma ait kocaman bir dünya kurduğumu ve o dünyaya kapanıp diğer her şeyi bir kenara attığımı ileri sürüyorlar, kendimi bile. Hayatın sadece kızımdan ibaret olmadığını, ne yaparsam yapayım büyüdüğü zaman da bugünkü gibi yamacımda olmayacağını, onun sosyalleşeceğini ama benimse “çocuklarının anası” kimliğimle yalnızlaşacağımı söylüyorlar. Elimde böyle bir imkan varken bunu yarı yolda bırakmamın hiç akıllıca olmadığını da. Yani bu konuda bütün K’lar bana karşı. Aslında bende gelecekte o bahsettikleri tablonun içinde sıkışmış buluyorum kendimi hayal ettiğimde. Kızımın ve nasipse diğer çocuklarımın;) yarın öbür gün kendilerine ait hayatları olmayacak mı, onlar büyüyecek, okula gidecek, arkadaşları olacak ve ben bugün her şeyi ne kadar mükemmel yaparsam yapayım yarın hepsi bu kadar mükemmel gidecek mi? Ya da her yönüyle mükemmel bir çocuk yetiştirmek mümkün mü? Ya da her yönüyle mükemmel çocuk yetiştimenin koşulu 7x24 çocuğunun dibinde olmak mı?
Geçen gün bir aile dostuna yemeğe gittik. Evin hanımı oldukça eğitimli ve kültürlü bir insandı. Kızı 22, oğlu 18 yaşında ve kendini doğdukları andan itibaren çocuklarına adamış. Öyle ki onların her şeyini o üstlenmiş ve bugün bile yataklarını toplayıp, pijamalarını katlıyor çocuklarının. Çocuklar artık öyle bir noktaya gelmiş ki anne zaten bu işlerle görevli, yemeği yapar, evi toplar, bizim her türlü ihtiyacımızı karşılar. Hatta öyle ki çocukları evdeyken bir komşuya bile çıkamadığını çünkü biz evdeyiz sen niye gidiyorsun yanımızda dur şeklinde tepki aldığını anlattı bana. Bugün toplumumuzdaki özellikle bizim nesli yetiştiren annelerin çoğu böyle ve buna benim annem de dahildi. Çocuklarına hiçbir sorumluluk yüklemeden tam manasıyla onlara saçını süpürge eden ve kendini hiçe sayacak derece de çocuklarına adayan onlarla mutlu yalnızken mutsuz anneler… Üstelik bu tek tarafa değil iki tarafa da zararlı bir şey çünkü çocuklarda sorumluluk duygusu olmadan tabiri caizse ekmek elden su gölden yetişmiyor mu? Neden bu kadar eminim, ben ve kardeşim de öyle yetiştik çünkü. Bırakın bir işin ucundan tutmayı kendi işimizin ucundan tutmazdık, öyle alışmıştık baştan hatta evlendikten sonra çok zorlandım, kendime ait bir hayatın sorumluluğunu almak ilk başta hiç de kolay olmamıştı benim için.
Bütün bunlarla beraber üç kere daha düşündüm ve verdim kararımı. Eğitimli, kültürlü, bilen ama evde saçlarını çocuklarını süpürge eden sadece “anne” figürü yerine, hayatında başka şeyler de olan, hayatın tam ortasında yer alan, başka başka sorumluluklar da taşıyan ama her şeyden önce çocukları olan bir “anne” figürü olacak benim tercihim. Hem ben hem de çocuklarım böyle çok daha mutlu olacak inanıyorum. Bu fazla fazla annelik içgüdüsüyle aşırı duygusal yaklaşımlardan sıyırdım kendimi. Yani Master’a devam edeceğim ve kadro almak için elimden geleni yapacağım, en azından bu dönem için haftada 2 gün gidip derslerimi tamamlayacağım. Belki 2 yılda değil 3 yılda biter ama biter, bitmeli de.
Bu arada blog yazdığımı öğrenmiş ve beni meraklı meraklı okuyan ailemin sevgili erkekleri SEVİYORUM SİZİ.!

3 yorum:

Eymen'im dedi ki...

Kararın umarım tüm aileniz için çok iyi olur. Çocuklarımız da bizden gördüklerini öğreniyorlar. Okul öncesi dönemde çoğunlukla anne model alınıyor. Eğer siz hem okuyup, hem de çocuklarınıza bakarsanız, ileride çocuklarınız da bunun zor bir iş olmadığını görecektir. Hangi yaşta olursa olsun okumak ve eğitim almak gerçekten çok önemli ve çok güzel. Kararınızı destekliyorum. Başarılar dilerim.

Ben Kızımın Delisiyim dedi ki...

yine çok yerinde bir tespit yapmışsınız:) evet olayın bir de bu açısı var değinmediğim. çok teşekkür ederim.

Adsız dedi ki...

Emin ol sevginin gücünü kızın fazlasıyla alacak,çok güzel karar vermişsiniz mastera devam etmekle,başarılar diliyorum size.