Hasta zannettiğim kızımın derdinin diş olduğu net olarak ortaya çıktı. Hala bebeğinin derdini tam olarak anlayamayan acemi anne modundayım ama bu tecrübe bir dahaki sefere çok işime yarayacak.
Bugün için plan şöyleydi; sabah 8’de kalkılıp okula gidilecek. Tabi ki bu plan yine yerle bir oldu çünkü gece boyu durum şu şekildeydi:
20:30 Sütünü içen kızımı her zamanki gibi yatağına yatırdım ve uyumasını bekledim.
21:00 Kızımın odasından sesler geliyor, yatağının parmaklıklarıyla konuşarak, oynuyor.
21:15 Kızım çığlıkla karışık ağlamaya başladı, gidip sakinleştirip, uyutmaya çalışmalıyım.
23:00 Uyutmayı deniyorum ama nafile, hala uyumadı, tabi benim sabrım taşıyor artık. Salonda bizimle takılsın biraz diyorum.
24:00 Uyumayan kızıma son bir deneme yapıyorum uyutmak için ama olmuyor, eli ağzına ağlıyor ve başını yastığa koyar koymaz koparıyor kıyameti. Bu nasıl bir şey ama artık yeter demeye başlıyorum.
01:00 Kızım eşimin kucağında, bu sefer o uyutmayı deniyor. Bende çok acısı var herhalde ki uyumuyor diyorum ve dayanamayıp Calpol veriyorum. Bu arada gözler kıpkırmızı, uykusuzluktan ölüyor.
01:30 Kızım hala uyumadı sanırım sabahlayacağız demeye başlıyorum. Hani nerde bu ilacın etkisi diye isyanlardayım. Kızım çok dertli, uykusuz ve mutsuz.
01:50 Eşimden alıyorum çünkü bensiz uyumaz biliyorum. Şuan şefkatime ihtiyacı var, ben anneyim, sabırlı olmam gerek diyerek telkin ediyorum kendimi.
02:00 Kızım sonunda kucağımda uykuya dalıyor. Derin bir nefes alıp, buna da şükür diyorum.
05.00 Çığlık, kıyamet kopuyor ve kızım uyanıyor. Mümkün değil susturamıyoruz, felaket derecede ağlıyor. Yok böyle bir şey, evde bütün ışıkları açtık, ne versek, ne göstersek kanmıyor. Sadece ağlıyor herhalde apartman ayağa kalkmıştır. Kızımı ilk kez susturamıyoruz, şaşkınız, hafif paniğiz ama biliyoruz ki dişten. Eli ağzında ama hangi diş geliyor bir fikrim yok. Hala acemi anneliğe devam ediyorum. Jel sürsem nereye süreceğim ki zaten jel kızıma yemek olmaktan başka bir işe yaramıyor.
05:30 Kızımı susturduk, elinde buzdolabındaki magnetlerle oynuyor ama onları alıp, uyutmaya çalıştığımız an ağlamaya başlıyor. Çıldırmak üzereyim hatta çıldırdım.
06:00 Artık dayanamıyorum, anne şefkati bir yere kadar. Felaket derecede yıpranmış durumdayım. Eşim halimi görüyor tabi ve alıyor kızımı, ne garip ki kızımda onun kucağına gitmek istiyor çünkü çıldırdığımın farkında. Ve ben uyuyorum.
09:50 Uyandım tabi kızımın sesiyle. Eşim çoktan uyanmış, bilgisayar başında maillerle işlerini halletmeye çalışıyor. O da çok yıprandı, üzülüyorum. Söylediğine göre saat 07:00’de uyumuş bizimki. Kahvaltı hayal önce sabah sütünü veriyorum kızıma ve o da süt içerken uyuyakaldı zaten.
10:30 Kızım tamamen uyandı ve bende hazırlanıyorum, 8:00’da gitmem gereken okula gitmek için. Eşim kayınvalidemi almaya gidiyor bu arada.
11:30 Evden çıkıyoruz, kızım kayınvalidemin kollarında, el sallıyorum ona.
Ben gerçekten çalışan anneleri bir kez daha tebrik ediyorum. Kendi adıma anlıyorum ki, sabah 8:00, akşam 18:00 bir iş benim için şuan pek mümkün görünmüyor. Çalışan annelerin işi ne zor, hepsine sabır ve kolaylıklar diliyorum.