9 Şubat 2011 Çarşamba

ÜzüldüM

Yakınlarımdan gelen üzücü haberlerin ağırlığıyla yazıyorum bu yazıyı. Bir çocuğun ölümü ve çok sevdiğim bir akrabamın hastalığıyla sarsıldım yine. Hayat gözümde yitirdiği anlamını daha da bir perçinledi. Anladım ki değmez hiçbirşeye.. öyle ki artık hiçbir şeye sinirlenemez oldum, hiç üzmüyorum kendimi. Trafikte kalmışım, en sevdiğim eşyamı kaybetmişim, o bana bunu söylemiş, şu bunu şurdan şöyle yapmış, gitmiş, gelmiş, gelmemiş, kalmış vs. hiç umurumda değil artık. Hayat her an bir ambulansın arkasında kalp atışların takip edilirken gidebilecek kadar anlamsız küçük şeylere takılmak için. Trafikte bir ambulans çıkınca birileri peşine takılayım da hızlıca gideyim diye sevinirken ben trafiğin en yavaş noktasına geçmek isteyip o an o ambulansa içinde bende olabilirdim diye bakar ve olmadığım için de şükrederim. Önemli olan içine sindiği gibi yaşamak, yaşadıklarından zevk almak, acının bile zevk veren yanını bulmak, önemli olan inandığını dosdoğru yaşamak, yaşadıklarından payına pişmanlık yerine ders almak, bundan sonrasını ona göre yaşamak ve en önemlisi bir hatayı iki kere yapmamak.
Yeryüzündeki çeyrek asırlık ömrümde yaşadıklarım, gördüklerim, duyduklarım bana dosdoğru yaşamak için elinden geleni yapmayı ve aslında verdiğin nefesi alamamanın sadece bir saniyeye bağlı olduğunu unutmayarak o çok ama çok değer verilen maddenin ne derece manasız olduğunu öğretti.
Bugün ölecekmiş gibi manasız her şey ama aslında 70 yıl daha yaşayacakmış kadar da anlamlı. İşte bu çizgiyi bilerek aradaki dengeyi tutturmak sanırım yaşamak. Ne ölesiye ne de ebediye. İçimin en derininde hissettiklerim benim bunlar, iyiden iyiye sindirdiklerim.  Yaşadığım tüm tecrübeler sayesinde ben böyleyim bu vakitten sonra. Yaşadım mı dosdoğru yaşayacaksın, en dipte olduğunda en dik duran olacaksın, acının dahi zevkine varıp en acı yanından bile payına düşeni adamakıllı alacaksın, asla pes etmeyip sonuna kadar savaşacaksın ve asla ama asla küçük şeylere takılmayacaksın çünkü hayat çok kısa ve yapacak çok şey var.
Aldığım her nefese bismillah… Verdiğim her nefese elhamdülillah…

5 yorum:

Eymen'im dedi ki...

Allah(c.c) o yavrucuğa rahmet, yakınınıza da şifa ihsan eylesin inşallah. Söylediklerin çok doğru. Ölümü unutmadan yaşamak gerektiğini düşünüyorum ben de.İnşallah Rabbimdüşündüğümüzü uygulama iradesi de versin bize.Ayrıca ölümün de hayırlısını versin. Son sözün çok etkileyiciydi gerçekten.
Aldığım her nefese Bismillah… Verdiğim her nefese Elhamdülillah...

Deli Anne dedi ki...

Ölüm gelince bütün madde değerini yiitiriyor.. iyi de oluyor ama etkisi kısa sürüyor.. Allah rahmet eylesin

Unknown dedi ki...

Birileri doğarken birileri ölüyor.Gencecik taze fidanlar öldüğünde daha çok üzülüyoruz.hayatlarının baharında yaşama veda ettiler diye ama ne yazık ki böyle bir alemde varolmuşuz ve beynimiz bunu kabullenmekte zorluk çeksede gerçekler suratımıza tokadı çok ağır vuruyor.Yarın kuzmun doğum günü ama yazılaarını okuduğum blog arkadaşımın eşi hayatla helaleşiyor şuanda ve içim hüzünle kaplı...Kimileri gülerken kimileri ağlıyor ne yazık ki

reny... dedi ki...

Seninle tanışmak muhteşem oldu.
Yazdıklarını benim yazımmış gibi okudum.
Kalbime ,beynime ayna tuttun.
Yaşadığım kayıplardan sonra aynen böyle düşünüyorum.
Aldığım her nefese Bismillah, Verdiğim her nefese Elhamdülillah...

Sitare dedi ki...

çocuk ölümü duyunca dehşete düşüyorum.içimi korkular kaplıyor.kimin çocuğu olursa olsun çocuk o daha diyor içim.Allah sabrını versin.anneciğine babacığına.Allahım sıralı ölüm versin dilimden düşmeyen duam budur