30 Mart 2011 Çarşamba

İçimde bir hüzün

Yine içime huzursuzluk çöktü. Bu sıra okula fazla yüklendim ama çok özlüyorum kızımı. Her gidişimde bana el sallarken bana bir bakışı var ki içim parçalanıyor. Her gelişimdeyse beni bir karşılayışı var yine içim parçalanıyor. Çok coşkulu karşılıyor ve beni gördüğü andan itibaren üzerimdekileri çıkarmama izin vermeyecek kadar yapışıyor bana. Elimi yıkayıp gelene kadar koparıyor kıyameti ve bir süre ayrılmıyor benden.
Her şey iyi güzelde kızıma karşı hissettiğim özlem ve vicdan duygusu yine sardı dört bir yanımı. Onu annesiz bırakıyorum sanki, hatta ondan annesini çalıyorum gibi geliyor. Onun annesiyle olma hakkını alıyorum sanki elinden. Sanki ona büyük bir kötülük yapıyorum ve yine sanki ben kötü bir anneyim.
Onu bana son dönemde bu kadar düşkün yapan, bazı geceler koynumda huzurla uyumasının nedeni bu mu acaba diyorum. Bensiz geçirdiği her saat annesizlik korkusuyla daha bir sarılmasına mı sebep oluyor bana. Her an gideceğimi ve onu bırakacağımı zannettiği için mi korkuyor ya da.
Sürekli onunla evde olunca belli bir süre sonra başımdan dumanlar çıkıyor kimi zaman. Dışarı çıkmak, sosyal hayata karışmak iyi de geliyor aslında. Ama işte bu duygular beni yine yemeye başladı. Kızıma haksızlık yapma duygusu.
Eve geldikten sonra bu duygularla hep dibinde oluyorum, her anımı uyuyana kadar ona adıyorum. Çok ama çok sarılıyorum ve o da bana sımsıkı sarılıyor. Nasıl böyle sarılıyor hissede hissede inanamıyorum. Onu o kadar çok seviyorum ve bunu o kadar derinden hissediyorum ki, kalbim hızla çarpıyor bazen ona sarılırken. Hiç kimse onu benim kadar sevemez ve o da hiç kimsenin onu benim kadar sevemeyeceğinin farkında biliyorum.
Yine karışığım, içimde bir hüzün var.

2 yorum:

İkiz Annesi dedi ki...

Ahh canım çalışan annelerimizin hemen hemen hepsi aynı çelişkileri yaşıyor okuduğum kadarı ile.
Allah yardımcınız olsun..

Sitare dedi ki...

o hüznün adı vicdan azabı.annelik ne kadar acı verici bir duyguymuş:(bakalım ben işe nasıl geri dönebileceğim:(