6 Mart 2011 Pazar

Elin ne kadar dolu

Çocuğuna iyi bir anne olabilmek için sadece onun için değil kendin için de bir şeyler yapmalısın. Buna yürekten inanıyorum ve 8 aylık annelik yolculuğumda da bunu tam anlamıyla öğrendim.
Her şeyden önce insan kendine verebildiklerinden öte bir şey veremez etrafına. Ne konuşuyorsan bildiğin kadardır ve aslında ne kadar susuyorsan da bildiğin kadardır. Sende olmayan, bilmediğin, görmediğin, duymadığın, okumadığın bir şey hakkında ne söyleyebilirsin, ne yapabilirsin ve öncelikle ne verebilirsin çevrene ve en önemlisi evladına. Çocuk bir insanın yansımasıdır ve o insanın hayata açılan ne kadar penceresi varsa kendinden sunabileceği şey o pencerelerin çokluğu kadardır. Bir insan kendini ne kadar biriktirirse, o kadar birikir aslında. Verebileceklerinin ölçüsü zaten hep biriktirebildiklerinin oranında değil midir? Sende olmayanı bir başkasında da olsa veremezsin çünkü o senin değildir.
Öğrendim ki; çocuk sahibi olmak hayatına mola vermek değil, yavaşlamak hiç değil aksine yolu daha hızlı alıp katettiğin mesafeleri arttırmakmış. Hayata bakış ufkunun daha bir genişlemesi ve gelmemesi gibi gelmesi de her daim muhtemel olan yarınları güzelleştirmenin gayreti içinde olmakmış. Bütün çalışmaların ona, bütün tecrübelerin ona, bütün mutlulukların ona… kendine yaptığın her iyilikte ona iyilik yapmakmış.
Anne olmak vermektir; hem de büyük bir sevgiyle, hem de büyük bir fedakarlıkla, hem de büyük bir mutlulukla. Anne olmak vermektir; elinde ne varsa doldurduğun kadarıyla.


2 yorum:

Eymen'im dedi ki...

Tebrik ederim çok güzel ifade etmişsin. Anne olmak gerçekten biriktirmek, biriktirdiklerini ve dahası kendimizden artırdıklarımızı da sunabilmektir yavrumuza.Sevgiler...

ASLI dedi ki...

Ne güzel yazmissiniz..Annelik hep vermektir zaten dimi ?