6 Ocak 2012 Cuma

Yakalanan Huzurun Vay Haline

Hep bir yarına umutla bakma, huzuru ötelerde arama, mutluluğu erteleme savaşı…
“An”ın içinde yaşadıklarını hiç düşünmeden geleceğe ümitler biriktirme yarışı…
Oysa hayat hep “şu an”dan ibaret değil mi ki, neden her içinde bulunduğun “an”ı, belki de tek gerçek olanı yitirme telaşı.
Hepimizin yok mu ötelediğimiz hesapları, şunu şuna katma, bunu bundan çıkarma ve yerli yerine koyma planları. Anladım ki, insan kendisinin nasıl mutlu olacağıyla ilgili maddi kaygılar içindeyken, yitirilmiş zamanların ardından özlediği, beklediği, bugünü harcadığı hayallere ulaşsa bile mutlu olamıyor.
Mutlu olmanın tek yolu “an”dan geçiyor ve mutluluğun tek kaynağı o “an” oluyor. İnsan ne kadar zorlarsa zorlasın, hayallerini kurduğu, ah bir kavuşsam neler neler olacak diye gece gündüz düşündüğü şeyleri kovalarken aslında içi dünyasında hep bir şeyleri kaybediyor. Mutlu olması için çokça yetecek bir şeyleri…
Tüm hayaller bir bir yığıldığında önüne, işte buradayım bak karanlık gördüğün, uğruma harcadığın onca boş zamanın ödülüyüm sana dediğinde, bir yanı hep gerilerde kalıyor. Çünkü ulaştıklarının aslında huzura kapı olmadığını anlayıp o yitik zamanları geri almak istiyor ve geçmişle geleceğin birer ruhsuz ölüden ibaret olduğunu fark ediyor.
Huzura ve mutluluğa açılacak o kapının, aslında bir kitabın okuduğun tek bir sayfasında, bir çocuğun dudağını yanağına değdirdiği halde bir türlü öpemeyişinde, bir Kafe’de içtiğin sıcak çikolatanın damağında kalan tadında, derin bir tefekkürün ardından gökyüzünde asılı duran yıldızların göze o an çok farklı gelişinde, bakışında değil görüşünde, o görüşüne vesile bakışına sebep olan gözünde… Velhasıl sadece aklına değil kalbine de hitap eden her şeyde olduğunu anlamak.
İşte bu anlayışa ulaşacaksa insan sonunda ölü bir geçmişe üzüntü duymaya, doğmamış bir geleceğe bel bağlamaya meyletmeyeceğinden kalbi huzuru “an”da yakalar ve bir kere yakaladıysa da kolay kolay bırakmaz. Yakalanan huzurun vay haline.

3 yorum:

hayatreceli dedi ki...

okurken huzuru içimde hissettim kaleiminize sağlık sevgiler:))

Sanem dedi ki...

"Ölü geçmiş" Çok sevdim bu benzetmeyi. :)

don kişot mu olmalı dedi ki...

tam da içinde olduğum şeyin tarifini okudum sanki ellerinize sağlık.
Bayıldım :)
Sevgiler