23 Şubat 2012 Perşembe

Kariyer Uğruna

Son zamanlarda kendimi neden hep ağlarken buluyorum. Bu duygusallık bana ağır gelmeye başladı. Ağladığım şeyler öyle ciddi şeyler olsa gam yemeyeceğim ama bazen o kadar ipe sapa gelmez, saçma sapan şeyler oluyor ki gözyaşlarım akarken bir yandan kendime inanamıyorum.

Bugünkü ağlama sebebim de yine ağlamasam iyiydi türünden ama tutamıyorum kendimi. Sanki benim elimde olmadan otomatik olarak açılıp kapanan çeşme gibi gözyaşlarım. Ağlamaya başlayışımdan saniyeler önce az sonra ağlayacağımı ön göremiyorum. Şu benim tez meselesi iyice yılan hikayesine döndü ve moralim inanılmaz bozuldu. Moralimi bu kadar bozan tez değil aslında, normal şartlarda olsam kafama takmazdım bile. Uzatmak, yüksek lisansın şanındandır der avuturdum kendimi lakin ben hamileyim. Yakında bir bebeğim daha olacak inşallah ve ben bir elimde bebek, bir elimde 2 yaşındaki kızım yüksek lisans için koştururken inanılmaz zorlanacağım. Hem ikisini birden nasıl bırakırım, ikisini birden nasıl yüklerim kayınvalideme. Hem daha yeni doğan bebeğimi en azından birkaç ay bırakamam ki.

Çok uğraştım, gerçekten bitirmek için çırpındım ama olmayacak olan olmuyor işte. Bir proje kapsamında olunca her şey sadece bana bağlı olmuyor. İnsanların beklenen keyifleri, aylarca gelmeyen malzemeler vs. Şimdi mesleki şeylerle blogu da sıkmanın anlamı yok. En azından dedim, hani bebek doğmadan laboratuvardaki işlerimi bitireyim. İşte tam da bunun için çırpınıyorum ve işler yolunda gitmedikçe deliriyorum. Laboratuvardaki işlerimi en hamile halimle bile yapmayı göze almışken bitsin de, iki çocukla yazarım ben o tezi bir şekilde dedim.

Uzayan tezime mi yanayım, iki çocukla nasıl yapacağıma mı yanayım ya da hiç ama hiç kasmadan gerekirse 2-3 yıl uzatıp yaya yaya mı yapayım karar veremiyorum. Eğer işler yolunda gitmemekte ısrar ederse son şıkkı değerlendirmeye alacağım. Öyle ya da böyle biter bir şekilde sadece zaman alır. Zaman alırsa da bunu gönül rahatlığıyla sindirip kabullenmem gerekiyor. Henüz o aşamaya gelemedim ama en azından şuan ağlamıyorum.

İçimde hayatın planlamaya gelmeyecek kadar anlamsız olduğunu güçlüce fısıldayan ses, ben en çok seni seviyorum. Gereksiz evhamlar bunlar, biliyorum.

7 yorum:

Havva dedi ki...

Üzüldüm yazınızı okuyunca. Lütfen ağlamayın annesi... Her şey bi şekilde yoluna girer. Üzmeyin meleğimizi... :(((

Ya da ağlayın rahatlatır ağlamak..Bilememdim :(

Adsız dedi ki...

Aman Allah aşkına, ben yüksek lisans tezim için saçlarımın yarısını kaybettim de ne oldu? Sıkıntıdan öbek öbek elimde kalıyordu resmen. Şimdi düşünüyorum da, hiiiç değmezmiş.

Nil dedi ki...

kul dara girmeyince hızır yetişmezmiş.zaman herşeyi gösterir. bunlar için kendini üzmeye değer mi. anlıyorum insanın çabaladığı şeye ulaşamaması kötü. ama imkansız değil. bence gülmen gereken bir dönem. ağlayarak işler hallolmuyor ki. ama ah bu hormonlar :D

ÇokBilmiş dedi ki...

Doktora tezimi vermeme 1 ay kala yardımcım bir akşam çıktı ve bir daha da gelmedi, telefonlarını da açmadı. Resmen çıldırıyordum. Eşimin 1 lafı ile kendime geldim: "O tezi bitireceksen, öyle de böyle de biter. Ama eğer kısmette bitirememek varsa sen ne yaparsan yap bitmeyecek zaten. Boşuna zorlama hayatı" dedi.

Dondum kaldım.

Aklıma şu geldi: Bu tezi belki de bitiremeyeceğim yazılı kaderimde ve ben şansımı zorluyorum. Derken son anda bir hastalık çıkıyor, mesela kızım hasta oluyor ve ben tezi sonsuza kadar unutuyorum. Evlerden ırak.

Kendime geldim. "Bitmezse bitmesin be" dedim. tezi btiremezsem işimden kovulacağım. Umrumda bile değil. Kaderciyim. Anlımda ne yazılmışsa o olacak, akıntıya karşı direnmek anlamsız. Sen elinden geleni yap. Sonunda her ne olacaksa, o senin için hayırlı olandır zaten.

Seyyaf'ın Annesi dedi ki...

üniversitedeki sınavlarımı hatırlıyorum da, en yüksek notları en takmadığım zamanlarda almıştım. Aman ya çalışır girerim ne çıkarsa bahtıma modunda olduğumda daha iyi oluyordu sonuçlar. Çünkü elinden geleni yapıp, tevekkül etmek var işin içinde. önünü arkasını düşünmeden, sebepler dairesinde elinden geldiğini yap, gerisini Allah'a havale et, nasipse münasiptir, münasipse nasiptir zaten:)

Ben Kızımın Delisiyim dedi ki...

Tüm yorumlarınıza yürekten katılıyorum ve teşekkür ediyorum. İşte hamileyim ya ben şimdi, böyle arada bir geliyorlar bana;) Herşeyin hayırlısı..

cuckan dedi ki...

ben yüksek lisans yaparken hamile kaldım ve cornual cinsinden bir ektopik vakasıyla 1 ay hastanede yattım ama ordan tüm haftalarınd erslerini takip edip, bir sürü ödev yaptım, sonra yine her hafta izmirden istranbul'a gidip gelerek inat edip bitirdim. (bu arada da bambaşka bir işte çalışıyor olduğum için haftasonları mesaiyle arayı kapatıyorum falan saçma sapan:)Tezi yazarken de karnımda ikinci denememiz ve mutlu sonumuz kızım vardı. Anlatmışımdır da 7 aylık hamileydim savunmamı yaparken. Ben de senin gibi bir sürü kişinin imzasıızi keyfini, tatilini beklerken bir sürü zaman geçirip mezuniyetimi zar zor bulanlardanım ama zaten biliyorsun ki hayat, sağlıkla yaşam keyfi yanında bunlar devede tüy olmalı. Seni böyle bozan hormonlar:) takma onları:)