16 Haziran 2012 Cumartesi

Masal Değil Gerçek


Her şey gayet yolundadır aslında. Kendisi de henüz bebek olan abla kardeşini çok sever. Gidip gelip öper onu, elini tutup Emin der ve güler yüzüne. Anneyle beraber bezini bile değiştirir bebeğin. Anne, bebek kaka yapmış dediği an ya bebeğin tulumunun çıtçıtlarını acar ya da hemen bez getirir. Bazen olayı abartıp temizleme işlemine yardım etmeye bile kalkar.  Ortalık süt limandır, kıskançlığın esâmesi okunmaz. Anne ve baba bu durumdan pek memnundur.

Küçük bebek çok gazlı ve kolik bir bebektir lakin. Hele akşamları bir başlar annesini emmeye dur durak bilmez. Anne çok yıpranır o saatlerde ama baba genelde yetişir imdada. Günler geçtikçe bebek işi abartıp anneden bir an bile ayrılmak istemez, anneyse yazık ne yapsın ilk göz ağrısı için oldukça ayrı durmak zorundadır ondan. Emziğe alıştırma çalışmaları hızla devam eder bu arada. Bebek son gelen kauçuk emziği uzun uzun emebilmeyi başarır ama çok uyanıktır, gerçeği varken sahtesiyle ne işim var der gibi atıp atıp huysuzluk çıkarır.



İşte böyle böyle işler değişmeye başlar. Ablanın gözü açılır ve ne oluyor yahu miniksin şirinsin diye sevdik seni de düş artık annemin yakasından mesajı verir kardeşe. Kardeşin emziğini alıp emmeye başlar, anne biberonla kardeşe gazı geçer umuduyla rezene çayı verirken kardeşin ağzından çekip alıp onu da emmeye başlar, kardeşin kafasına vurup vurup bir yandan eğleniyorlarmış gibi anneye gülücük atar ve zavallı anne bu durumda tepki vermeden durumu kotarmaya çalışırken içinden acı çeker. Abla bununla da kalmaz, kardeşi ana kucağından kaldırtıp kendisi yatar ve hatta anne kardeşi emzirirken anne bittiiii diye bağırır yani hadi artık yeter bırak onu emzirmeyi der.

Dedim ya ablanın gözü açılmıştır ve annesini o ağlamaktan başka sesi pek duyulmayan küçük şirin şeyle paylaşmak zorunda olduğunun net olarak farkına varmıştır. Anne bu durumda ne mi yapıyordur? Anne bir yandan kızının bu haline ve ona daha fazla vakit ayıramadığına üzülüp, bir yandan da oğluna ablasının bebekken gördüğü ilginin yarısını bile veremediğine dertleniyordur.

Gökten üç kelime düşer ve anne hayatım üç kelime diyerek ritmik bir şekilde çocuk... çocuk... çocuk... der.

4 yorum:

ayak izleri-sevgi dedi ki...

canım benim ya.. ne güzel özetlemişsin iki çocuklu hayatı.. eminim bir süre sonra herşey yoluna girecek.. sen o iki sevimli şeyle anne olmanın tadına varacaksın..

Adsız dedi ki...

En zor zamanlar bu alışma devreleri... Hepiniz için. Gün geçtikçe daha da güzelleşecek her şey.

cuckan dedi ki...

merak etme, zamanla hepsi yoluna sen fark etmeden girecek ve çok mutlu olacaksınız.

yaruze... dedi ki...

hepsi pek tanıdık üstelik +1 fazlasıyla...Zor hem de pek zor zamanlar ama ya biz alışıyoruz bir süre sonra bu tempoya ya da daha bir kolaylaşıyor herşey bilemiyorum..
O ilkine yeterince ilgi gösterememekten dolayı duyulan vicdan azapları herşeyden zor.Söyleyecek çok şey varda yaşanacak ve görülecek işte...
Kolaylıklar diliyorum