14 Kasım 2011 Pazartesi

Yazmak...

Yazı yazmanın, bir şeyleri yazıya dökmenin önemiyle ilgili anlamlı atasözlerimiz var. O atasözlerinin anlatmaya çalıştıklarının çok daha ötesinde bir şeyler olduğunu yazmaya başladıktan sonra anladım.
Ciddi anlamda bir şeyler yazmaya başlamam aslında blogumla beraber oldu ve ben sanki blog yazmaya başladığımdan beri aslında geçmiş hiç de geçmemiş gibi bir hisse kapılıyorum. Bunun benim için nasıl bir keyif olduğunu, yazarken kendimi ne kadar huzurlu hissettiğimi kelimelerle anlatmam mümkün değil. Bu yazma işi bambaşka bir şey ama çok başka.
Yazmadan geçirdiğim onca yıla üzülerek bakıyorum şimdi. Keşke diyorum, keşke yazsaymışım da o anı yazıda dondursaymışım. Anı dondurmanın fotoğraflarla değil yazıyla da olabileceğini öğrendim. Bir yazının bir fotoğraftan çok daha büyük anlamlar içereceğini de aynı zamanda.
Ben yazdıklarımı bir şeyler yazmış, boşluğu doldurmuş olma adına yazmadım hiçbir zaman. Yazdıklarımı herkesten öte öylesine kendime yazdım ki bazen gözümü kapatıp hadi bakalım hangi yazıma denk gelecek diye seçiyorum bir yazımı ve okuyorum onu büyük bir keyifle.
Okumayı da seviyorum aynı zamanda, kitap ya da dergi gibi değil ama birilerini okumayı sevebildiğimi de blog yazmaya başlayışımla anladım. Anladım evet ama en çok kendimi okumayı sevdiğimi de... Kendimi okumayı sevmek derken, megalomanlık yapıyorum ya da harika yazıyorum ben en iyiyim demek istemiyorum ve belki yazı konusunda pek de iyi değilim aslında sadece kendimi okumak içime bir dönüş gibi…
Yazısız geçen yıllarıma üzülüyorum dedim ya… Bilmem gerçekten yazmaktan herkes bu kadar keyif alıyor mudur, herkes yazarken birisi için değil de önce kendisi için yazıyor mudur? Ben böyleymişim işte bunu da yazdıktan sonra anladım.
Yazmak, yazıyla kendini ifade edebilmek bir aşktır aynı zamanda. Benim gözümde ve belki de ben böyle yaşadığım için insanın dünyaya dair yaşayabileceği en büyük aşk evlat aşkıdır. İnsan evladından asla kopamayacağı gibi yazıdan da aşkla yazıyorsa kopamaz. Şimdi… Tarihler boyunca yazanları, yazdıkları bugünlere kadar gelenleri öyle iyi anlıyorum ki ve içlerindeki aşkı…
Yazmak nedir biliyor musun(uz)? Yazmak değişmektir ve yazmak kendini tanımlarken kullandığın cümlelerin bir süre sonra yetersiz kalışı ve hatta başkalaşımıdır.  Yazmak bugünkü senden dünkü seni çıkarmak yerine ikisini de toplamak ve sabit kalmadan hep artmaktır.


2 yorum:

İkiz Annesi dedi ki...

Kesinlikle haklısın en önce kendim için yazıyorum.Ne düşünüyorsam içimden ne geçiyorsa döküyorum bloguma kimi gün sevinçle kimi gün üzüntüyle.Neredeyse bir yıl oldu yazmaya başlayalı ve aynen senin gibi iyi ki yazmaya başlamışım diyorum.

Unknown dedi ki...

Kalemin hiç tükenmesin arkadaşım.Bu kadar tutkuyla yazmaya başlamışken hep içindekiler taze kalır umarım...