14 Aralık 2011 Çarşamba

17.Hafta: Yemeğe Selam, Okumaya Devam!

Vakit akşamdan sonraki saatler oluyor ve benim midem hızla kazınmaya başlıyor. Açıyorum buzdolabının kapağını ve uzun uzun bakıyoruz ordaki yiyeceklerle birbirimize. Acaba hangisini yesem de bu açlığı bastırsam diye düşünürken ya kendimi sadece tereyağını alıp kapağı kapatmış ballı-tereyağlı ekmek yaparken ya da buzdolabından nasiplenememiş şekilde nutellalı ekmek hazırlarken buluyorum. Bazı bazı da tost yapıyorum kendime gecenin tam üzeri.
Yediğim porsiyonlarda az buz olmuyor, genelde yarım ekmeğe yakın bir tüketim gerçekleştirmenin hüznünü yaşıyorum. Hüzün yaşıyorum çünkü gramı gramına şaşmadan gösteren, teknolojinin son icadı elektronik tartımdan öd gibi korkuyorum. En azından eski tür tartılarda böyle bir gramaj hesabı olmayınca, ya ibre arada kaldı diye bahanelere sığınır ya da bu tartı da 1 eksik 1 fazla gösteriyor fazla takılmamak gerekir der avuturduk kendimizi.
Aynaya bakınca, kendimdeki değişimi fark ediyorum, tüm normal elbiselerim yakında sen bizi giyemezsin mesajını içlerindeki şekilsiz duruşumdan dolayı vermeye başladı bile. Bir hamile elbisesi geçiriyorum üstüme sonra tam bir hamile gibi hatta 6 aylık üstü gibi durduğunu fark ediyorum. Giymek istemiyorum hamile elbisesini, o kadar da fazla görünmeyim deyip bu şekilde durumu kotardığıma inandırıyorum kendimi.
Son zamanlarda tam bir kitap kurdu oldum öyle ki kızım uyuduktan sonra elime bir alıyorum, gece yarılarına kadar bırakamıyorum. Dizi izlemek bile bu kadar bağımlılık yapmıyormuş insanda yeniden anlıyorum. Kitap okudukça, okumak ve bu tatlı huzuru kaybetmemek istiyorum. Şuana kadar bitirdiğim 3 kitaba gururla bakıyorum çünkü hep çocuk bakımının altına sığınıp bahaneler üretiyordum ve bir türlü okuma eylemine giremiyordum.
Daha çok okuyacak gibi bir havam var ve karnımdaki minik yaramaz geldikten sonra yine uzun bir ara vermek korkusuyla daha bir sarılıyorum kitaplarıma.

4 yorum:

Şerife dedi ki...

bende oğlumda yemek konularını abartıyordum televizyonda donatılmış bir yemek masası görsem hemen dolaba koşuyordum ama kızımda herşey tam tersi

hayatreceli dedi ki...

ne hoş bir yazı olmuş canım vücut değişse bile güzel tatlar için değişiyor harika bir durum için o yüzden varsın şişsin genişlesin salla gitsin:))

sevgiler...

Ben Kızımın Delisiyim dedi ki...

Şerifecim; bende de bu yeme konusundaki herşey aynı nedense;)

Reçelim; teşekkür ederim:)
Sevgiler.

Nil dedi ki...

kitap güzel olunca diziler yanında sönük kalıyor. ben milenyum serisini soluksuz okumuştum.ve açlık oyunları da süperdi.