Bu sefer kendime format atmam gerekiyor çünkü ayarlarım tamamen bozuldu.
Malum dersler bitti dedim, biraz tatil yapayım, biraz kızımla baş başa vakit geçireyim. Aslında asıl mesele şimdi başlıyor çünkü tezim beni bekliyor. Üstelik tezden ziyade sorumluluğunu aldığım bir proje var.
Gelin görün ki ben yine eski ben oldum ve kızımdan ayrılmak istemiyorum. Her gün bir bahaneyle erteliyorum okula gitmeyi. Oysa planım yazın teze başlayıp, yarım dönemde halledebilmekti bu işi.
Şuan içimde, nerden aldım ben bu projeyi, nerden başladım ben bu yüksek lisansa, kızımı bırakıp onca zaman nasıl gittim ben o okula sesleri naralar atıyor. Bu tamamen mantığını devre dışı bırakmış sadece anne yanımın çığlıkları.
Mantıksa devre dışı kalsın, istemiyorum mantıklı düşünmeyi. Kızımla günüm bu kadar güzel geçerken, ikimizde beraber olmaktan bu kadar mutluyken, tüm ihtiyaçlarını ben karşılarken ve onun da bundan son derece keyif aldığı belliyken nasıl bırakıp giderim ben onu.
Kayınvalidem elbette ki çok iyi bakıyor ama yine de benim gibi olamaz ki. Ben kızımın her şeyini dört dörtlük yapıyorum, uyku düzeni olsun, beslenmesi olsun benimleyken tamamen problemsiz. Ben olmayınca hep bir arıza çıkarıyor, bazen isyan bayrağını açıyor deliriyor. Gündüz uykularını yarım yamalak hale getiriyor, yemek düzeni bozulabiliyor. Beni istiyor biliyorum, anne bana sen bak mesajı veriyor.
Tüm bunlar 1 yaşına gelmek üzere olan kızımın bana verdiği mesajlar. Ya da benim kendi kendime çıkardığım mesajlar. Öyle ya da böyle şuan yeniden pişmanım.
Yüksek Lisans’a yeniden başlarken yazdığım motivasyon yazım bile işe yaramıyor beni bu pişmanlıktan kurtarmaya. İçinde bulunduğum projenin benim için büyük bir fırsat oluşu, çalışacağım konunun cezbediciliği bile beni teselli edemiyor.
Ben kızımı istiyorum, kızımla olmayı istiyorum. Onu bırakıp gitmek istemiyorum, ondan ayrılamam ben artık, çok alıştık birbirimize. O büyüdü artık her şeyin farkında, iletişimimiz arttıkça ilişkimiz bambaşka bir hal aldı.
Sorumluluklarım var, insanlar bana güvenerek çıktı bu yola, kimseyi yarı yolda bırakamam. Hele kendimi asla yarı yolda bırakamam. Başladığım bu işi bitirmekten başka şansım yok, girdiğim bu yoldan çıkışa kadar kaçış yok.
Mutsuz olacağım biliyorum, mutsuz… Erteliyorum sadece… Ama ne kadar doğru? Ama ne zamana kadar? Bilmiyorum.
3 yorum:
keşke doğrusu şu ya da bu diyebilseydim.tek diyeceğim seni mutlu eden neyse onu yap.hiçkimse değil önce sen önemlisin.iç huzurun varsa insanlara,kızına bir faydan olur.rahat ol,zamana yay.su akar yatağını bulur.
Ben de doktora tezi yazıyorum (daha doğrusu yazamıyorum) şu aralar :) Benim tecrübem şöyleydi: 1 yaşına kadar kızımdan 1 dakika ayrılmak istemedim. Başkasının altını değiştirmesine bile razı gelmedim. Ama 1 yaşından sonra kızım yavaş yavaş bağımsızlaşmaya başladı. 18. aydan sonra artık kendi isteğimle işe gidiyorum ve işteyken bağzen şaşırarak, kızımın tamamen aklımdan çıkmış olduğunu fark ediyorum. Artık gününü, nelerden rahatsız olduğunu, nelere sevindiğini bana anlatabiliyor; içim rahat. Bezine kaka yapmıyor. O konuda da rahatladım (sen kayınvaliden baktığı için şanslısın. Ben bir yabancının kızımın poposu ile uğraşmasını bir türlü hazmedemedim).
Yani ertelemek istiyorsan, erteleyebildiğin kadar ertele (ben de tezimi 2 sene erteledim. Son senem ve artık elim mahkum yazmak zorundayım) ama asla yüksek lisanstan vazgeçme. Babam bize bakmak için doktora yapmaktan vazgeçmiş ve hala içinde ukdedir. Eğitimli ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir anne her zaman için bir övünç kaynağıdır, ayrıca kişimnin arkasında yıkılmaz bir duvar, inanılmaz bir güven hissidir. Kızından bu duyguyu esirgeme (gerçi belli ki senin de öyle bir niyetin yok).
İleride Nurefşan senin çok gurur duyacak.
Kendine yüklenmemelisin ; sonuçta sende bir bireysin ve hayattan beklentilerin var.Yıllarca emek verdiğin bir mesleğin ve bu uğurda yükselmeyi planladığın lisans üstü eğitimin var.Bunları g özardı etmemelisin.Elbetteki çocuğun önce gelecek ama çocuğumd erken kendini ihmal etmemelisin...
Yorum Gönder