Her annenin kendine has bir çocuk yetiştirme, eğitme, büyütme tarzı vardır. Genel olarak baktığımızdaysa geleneksel bir annelik yaklaşımı çıkar karşımıza. Daha bebeğimizi kucağımıza aldığımız andan itibaren etrafımızda bulunan yığınla geleneksel annenin kimi doğru, kimi yanlış, kimi çok tuhaf gelen tavsiyeleriyle karşılaşırız.
Günümüzde annelik formatı çok değişti demek isterdim ama benim tanık olduğum kadarıyla çok da değişmemiş. Evet bir grup araştıran, okuyan, doğruyu-yanlışı kendi ölçülerine göre bulmaya çalışan anne var ama toplumda sayı olarak çoğunlukta değiller.
Bende bu güncel anneler grubuna giriyorum. Bunu nasıl mı anladım? Çevremde kendim gibisine henüz rastlayamadığım gibi bir de bazen uzaylıymışım gibi tavırlara maruz kalışımdan elbette. Bazı anneler keşke bu kadar çok bilmeseydim, işin bu tarafı da çok zor, çok sorguluyoruz, çok didikliyoruz deseler de ben halimden gayet memnunum.
Tabi ki ben mükemmel anneyim demiyorum ya da “benim anneliğim en doğru”yu savunmuyorum. Sadece tarzımdan memnunum ve kendime göre doğru olanı yaptığıma inanıyorum. Bazen takıntılı, bazen yorucu ve yıpratıcı hatta beyin zorlayıcı olsa da iyiyim ben böyle.
Tarzımdan bahsedeceğim elbette ama yazarken çok uzun olacağını fark ettiğim için bu yazıyı bölümlere ayırmaya karar verdim. Her konuyu kendi içinde ele alarak detaylı anlatmak istiyorum.
Öncelikle kızımın yediği içtiği benim için çok önemli ve buna fazlasıyla önem veriyorum. Yemeklerinin yağına, salçasına ve tuzuna çok dikkat ederim. Asgari düzeyde tuzlu, az salçalı ve sadece zeytinyağlı yemekler yediriyorum. Aslında yaptığım tek şey sağlıklı olanı uygulamak. Elbette her yediği organik olacak diye bir takıntım yok ama yediklerinin mevsiminde olmasına çok dikkat ediyorum.
Yemeklerine bu kadar dikkat ettiğim için de çoğunluklu olarak kendi yaptığım ya da babaannesinin bu kurallara uygun yaptığı yemekleri yiyor. Bir başka yere gittiğimizde çantamdan evde yaptığım yemeği çıkarmıyorum artık, en azından bunu birkaç ay önce bıraktım ama bu durum çok nadir oluyor.
Benim özellikle dikkat ettiğim konu yararlıları yemesinden çok zararlıları yememesi. Her sebzeyi ya da her meyveyi yediremiyorum tabi ki, beğenmedikleri oluyor ama denemekten vazgeçmiyorum. Fakat hazır tatlı ürünlerden yani en zararlı şeylerden çocuğumu uzak tutmak için elimden geleni yapıyorum. Tamamen güvenilir olduğuna emin olmak kaydıyla, neredeyse ayda bir kavanoza yakın pekmez tüketir, bal tüketir ve kuru üzümü tek tek yemeye bayılır. Yani ağza tatlı olarak gelen bildiği tek tat doğal tatlardır.
Her nedense toplumumuzda ufacık çocuğun eline çikolata, şeker vermek ve hatta hiç tanımadığın bir çocuğa al sana şeker demek çok matah bir şeymiş gibi algılansa da bence çok ama çok büyük bir yanlış. Çikolata ve şeker türevlerinin zararlarını oturup yazacak değilim ama ben çocuğuma asla yedirmiyorum.
Evet benim kızımın hayatında çikolata diye bir kavram yok ve sırf bu yüzden bazı ortamlarda kızıma verildiğinde reddetmekle beraber, onun yanında yenmesine de engel olduğum için garip karşılanıyorum. Özellikle yaşça benden büyük ve saygı duyduğum insanlar tarafından “Çocuk dediğin çikolata-şeker yemeden olur muymuş hiç? Çocukluğun tadı çikolatayla çıkar.” gibi azarla karışık cümleler işitiyorum. Hatta bazen bir çikolata paketini elime alıp içindekiler kısmında küçücük yazılmış envai çeşit maddeleri okumak zorunda kalıyorum.
Ben çikolata yiyorum ve hatta bayılıyorum. Çikolatasız bir hayat düşünemiyorum ama henüz organları yeni gelişen ve büyümekte olan bir çocuğu bunlardan ne kadar uzak tutarsak o kadar kardır diye düşünüyorum. Bir gün kızım hazır tatlı yiyebilir tabi ki ama ne kadar geç tanışırsa, zararlarından o kadar korunmuş olur inancındayım.
Her şey kızımı sağlıksız olanlardan uzak tutmak ve sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmak için.
5 yorum:
Sağlıkla beslenme konusunda aynı sizin gibi bir anneyim lakin çevremden çok eleştiri aldım.Sağlıklı bireyler sağlıklı beslenme ile olur ilk adımda.Bu da bebeklikten başlar eğitimi.Benim çocuğum ilk şekeri hastane gibi bir yerde yedi.Doktora gitmiştik ben başka şeyle ilgilenirken tutuşturmuşlar topitopu şaştım kaldım.
canım yemek konusu önemli..ben de harika anne sayılmam ama bu konuya önem veririm... özellikle bebekliklerinde kafayı bu konuya sağlam takmıştım. Şimdi okula gidiyorlar ve okulda 2 öğün yemekhaneye gidiyorlar, mecburi istikamet olduğu için yoksa yanlarına sefertası koyardım, o yüzden terazi biraz şaşıyor ama genel olarak benim çocuklarım cips yemezler, kola içmezler, çikolata severler ama az yerler, bir tek oğlan biraz daha düşkündür çikolataya ona da ben kötü örnek oluyorum, kafam nutella kavanozundan çıkmadığından olsa gerek...
okudum okurken gülümseyip durdum.aha dedim bu hatun 2.yi doğursun o zaman neler yazacak asıl ovakit okumalı.bayılıyorum sizin gibilere .iyiki varsınız ya.bir üstümde yorum döşeyen neşeli anne kişisi ve sen asla örnek almayacağım anne modellerisiniz yavlum haberiniz ola hahahaaaaa.
dip not;kendimi hiç kasmasam bile oğlum kola asla içmez,geberse hamburger yemez,cips desen en son sanırım 3 ay önce filan yemiştik ailece,17 aylık kızımsa hala çikolata ve şekerin ne olduğunu bilmez.ha bunları ben mi öğrettim yooo vallaa kendiliğinden oluşan bir süreç diyelim:)
Bizde de hemen hemen aynı durum geçerli diyebilirim.Sıkı sıkıya bağlıyım bazı şeylere mesela salçamı kendim yapıyorum zeytin yemeyi çok sevdiklerinden zeytinimi de kendim yaparım.Mevsiminde yedirmeye özen gösteririm.Şimdi okul durumları var orada da dikkat ediyorum sağlıklı olanı vermeye çalışıyorlar.En sevdikleri tatlı Lokum:))Kola yerine de ayranla tanıştılar ya da evde hazırladığım meyve suları :))
Artık çoğumuz dikkat ediyoruz , eskiler gibi değiliz ama dış etkenler pek laf dinlemiyor ...Kreşte tanıştı çikolata ile ve bayılıyor.Sarelle ile kandırmaya çalışıyoruz ama bıraksak kutuyu bitirir...Annelik zor ama dış kuvvetlerle uğraşması hele cahille uğraşması daha zor...Keşke işimize burunlarını sokmasalar ne güzel olur değil mi...
Yorum Gönder