Sen dursan da olduğun yerde gidiyor hayat…
O yüzden boşuna bekleyip yorma kendini. Öyle ya da böyle geçiyor hayat. “An”a takılıp kalsan da durmayacak zaman ve aslında o “an” çoktan yitip giderken sende yitip gitmiş olacaksın fark etmeden. Üzülme üzülmelerine, acıma acımalarına, ağlama hiç boşun ağlamalarına… Yaşa dibine kadar tamam eyvallah ama durma olduğun yerde. Yürü hatta koş, öyle bir hızla koş ki hayat sana yetişemesin, hayat seni tutamasın ve sen kaçırdığın zamana değil o kaçırdığı sana yansın.
“An”ın sonrasındaki ölümlerin eşiğinde yaşarken hiç sıkma sen tatlı canını. Sen kalsan da gitsen de o “an”ın sonralarında yaşanacaklara hükmedemezsin, elinde olmayan şeyler için üzme kendini hiç. Sen yaşa hem de hızla yaşa, neye inanıyorsan inandığın gibi, neyi savunuyorsan savunduğun gibi, neye kahrediyorsan kahrettiğin gibi yaşa… Yaşa ama her “an”ın sonrasında ölecekmişçesine, evet yaşa ama ölümünden sonra pişman olmayacak kadar diri olsun yaşamın.
Her adımın ölümüne değil dirilişine olsun.
(Not: Şimdilik bloguma giremiyorum sadece kumanda panelimden yazı yazıyorum o da açmayı başarabilirsem, yorumları okuyorum ama bende yorum yazamıyorum. Wordpress'den yazıyorum ama buraya da ekliyorum.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder