Sinemayı severim ve fırsat buldukça da gitmeye çalışırım, her ne kadar anne olduktan sonra sinemaya gitmişliğim bir elin parmaklarını geçmese de. Yalnız çocuklarımla gideceğim yerler arasında sinema pek olmayacak diye düşünüyorum. Zaten TV konusunda fazla takıntılı bir anneyim ve sinemada çocuklar için olan pek çok çizgi filmde zararlı unsurların da olduğunu düşünüyorum. Çocuklarımın çizgi karakterlere takıntılı çocuklar olması en son isteyeceğim şey ve inşallah da olmazlar. İşte bu yüzden bizim en yoğun aktivitemiz tiyatrolar olacak ve sanırım çocuk tiyatrolarıyla ilgili sık sık araştırma yapan, inceleyen, gezen bir anne olacağım. Bu benim için ciddi bir heves aynı zamanda.
Kızımla ilk deneyimimizi bir müzikalle yaşadık. Artık neredeyse 21 aylık ve ortamlara uyum sağlamasında da bir sıkıntı görmediğimden deneyebiliriz dedim. İlk tecrübemiz, "Müziğe Dokunmak" ile oldu. Oyunun bol müzikli ve interaktif olması en büyük şansımızdı sanırım. Ortamın çocuk kaynıyor olması kızım için zaten cezbediciydi, oyun başlamadan önce ilgisini çeken çocuklara “bebi” diye seslenip iletişim kurmaya çalıştı. Tam 1 saat süren oyunun ilk 45 dakikası boyunca, kızım büyük oranda sahneye ilgi gösterdi, elleriyle yapması gereken hareketleri topluca yaptı, bol bol alkış tuttu, ara sıra arka koltukta oturan çocukları seyretti. Sona doğru biraz sıkılır gibi oldu, hırkasını alıp giymeye çalıştı ama oyunda yeniden hareketlilik olunca dikkat kesilip izledi. Müziği zaten sevdiği için, müzik çaldıkça daha da bir eğlendi.
Nasıl bir tecrübe olacağını hiç bilmeden, aklımızda soru işaretleriyle gittik eşimle. En fazla Nurefşan sıkılır, durmaz ya da huysuzlanır mı diye tereddüt yaşadık ama anladık ki kızımız büyümüş. Bu aktivitelerimizin sıklaşarak devam edeceğini umuyorum. Yeni bebek mi? Sorun değil o da bize katılmayı erkenden öğrenecek inşallah, annesi hem daha tecrübeli hem de bebekli hayatı nasıl kolaylaştırırım sorusuna hazırlıklı. Hayal görmüyorum dimi:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder