Çokluğu en çok sevgide sevdim ama onun bile aşırısından imtina ettim. Sevgi dediğini de bol keseden harcamamayı, insanın sevgisinin en çok kalbinde, kalbin de en çok ailede olduğunu öğrendim. Birilerinin dediği bir şeylere çok fazla alınabilecekken takılmamayı, sevdiklerimin bilerek ya da bilmeyerek açtıkları yaraları çabucak sarıp iyileştirmeyi bildim.
Kin ve nefret üzerine kurulmuş duygularla işim olmadı hiç. Nefret ediyorum derken bile nefret etmeyi beceremediğimi farkettim. En hazzetmediklerimden bile nefret edemedim. Küssem de her defasında barıştım, kırılsam da kırılanları yapıştırıp devam ettim. Hiç eskisi gibi olur mu? Olmaz işte diyerek örmedim duvarlarımı.
Varlığı varlığıma sebep olanların, yokluğu namümkün gelirken kabullendim. Üzüntülerim de oldu, dertlerim de, göz yaşlarım da. Sebebi her neydi unuttum gitti. Beni bugünkü bana taşımaya bir vesileydi hepsi sildim.
Biriktirmeyi sevmiyorum çünkü gereksiz ağırlık yapıyor ve
ben ağır kaldıracak kadar güçlü değilim. Varsa da olan gücümü gereksiz
ağırlıklara harcayacak kadar akılsız değilim. Seviyorum seni çiçek, böcek, kuş, sen ve siz.
Ellerim bomboş, az önce ne demiştin onu bile unuttum şimdi.
2 yorum:
ben de çok insan biriktirmeyi sevmem.. çokluk neredeyse sorun oradadır derim hep..az olsun öz olsun.. benim olsun yeter..
Ahh ah, keşke ben de becerebilsem biriktirmemeyi...
Yorum Gönder