Gidenlerin yeri hiç dolmuyor, doldurulmuyor. Doldurmaya
çalışanlar nafile bir telaşla yoruyor kendilerini. Keşke olmasa, adı, sanı,
varlığı yok olsa keşke, kin duymak nedir bilmezken bize kini öğretenler çıkıp
gitse, yaşayıp yaşattıklarından ve yaptıklarından utanmadan gülümseyen maskeli
yüzler bıraksa yakamızı diye düşünmenin, delirmenin ve dövünmenin boş olduğunu
bilecek yaştayız.
Biz yaş hesabını almak üzerine değil vermek üzerine yaptık. Aldığımız bir şey yok, verdiğimiz çok şey var ki o da zaten bizde olandan değil bize verilenden. Kısaca içinde bulunduğumuz hal ve ahval adına yaptığımız bir eylem yok. Biz sadece bir teşekkür için var mıyız burada? Verilene bir şükür için…
Şimdi boş verelim göz görse de gönlün nasıl katlandığını çok
iyi bilişimizi, şükrümüze bakalım. Gönül katlana görsün çünkü katlanmak onun
yegane işi, biz sadece “secde” ede duralım.
2 yorum:
Okudum ve çok etkilendim ne kadar güzel anlatmışsınız yüreğinize sağlık..
Gidişleri sakince kabullenmek en güzeli... Sessizce, anmaktan, anımsamaktan korkmadan...
Yorum Gönder