Son zamanlarda etrafıma baktıkça bir şeyleri kaybettiğimi fark ediyorum. İnsanlar, yakınlarım, sevdiklerim uzaklaşıyorlar benden; çizgimden. Zaten hep bu kadar farklıydık da ben mi göremedim yoksa yeni yeni mi farklılaşıyorlar diye anlamaya çalışıyorum. Onlarla başka bir kültürün, başka bir anlayışın, başka bir inancın çocuklarıymışız biz ve ben bunu hiç görememişim. Can dediklerim, çok sevdiklerim büyük bir hızla benden kilometrelerce uzağa koşuyorlar, tutamıyorum. Tutmaya mecalim yok zaten, söz geçiremiyorum. Dilim yetmiyor, benim dilimin değdiği yere onların ne aklı ne de kalbi yetişmiyor. Kiminin becillikleriyle yüzleştim, kiminin yalanlarıyla, kiminin riyalarıyla…
Doğru bildiğimi susmak, yanlışa alkış tutmak, ne hali varsa
görsün deyip kafa sallamak hiç bana göre değil. Sessizlik hiç bana göre olmadı
bugüne kadar ama artık susma vakti. Anladım ki ben ne dersem deyim, ister küçük
harflerle ister büyük harflerle konuşayım, omuzlarından tutup hırsla silkeyim
bir şey değişmeyecek.
Öyle değil böyle sanmışım, onlar öyle ben böyleymişim geç
anladım. İşte tam da bu yüzden, artık gerçekten umrumda değil. Konuştum saygımdan,
sustum yine saygımdan.
4 yorum:
anlatıp anlatıp yine aynı şeyleri yaşayınca insan bir müddet sonra yoruluyor ve maalesef susuyor..
Blog okumaya ilk başladığım zamanlarda keşfetmiştim seni ve blogunu. Yazılarını her zaman büyük bir keyifle okurken, son zamanlarda keyiften ziyade hüzünleniyorum. Umarım en kısa zamanda yaşadıklarının kötü olanlarını ardında bırakıp, güzel, mutlu ve umutlu günlerine geri dönersin...Sevgiler.
sevgicim; susalım o zaman;)
çokoprensin annesi; yok durumum o kadar da vahim değil bak bugünkü yazıma iyi şeyler de var ama ben bu sıra hep sol tarafımdan aldım klavyeyi elime;))
Yorum Gönder