Ölümleri, yaşamakları, gitmeleri, gelmeleri, bugünleri, dünleri ve yarınları çok mu ciddiye alıyoruz… Ölmeme ihtimalimiz yok oysa, yaşama garantimizse hiç yok. Ne büyük tezatlıkların, ne büyük uyumuyla dolu bu alem. Ne büyük hayallerin, ne büyük kırıklıklarıyla dolu. Şöyle derinden düşününce, aldığım her nefesi ölümden bir kurtuluş mu sayıyorum ben… Yoksa her nefes beni ölümüme bir adım daha yaklaştıran vesile mi sadece…
İşte hayat bir nefesle nefessizlik arasında yaşadığın an kadar. An’ın içine sığdırabildiklerin kadar yaşadıkların. Her an bir imzadır senden hayata, boş ya da dolu bir kağıda. Boşlukları doldurma çabasıyla geçer öylece ve ne kadar boş kağıda atılmış imza varsa kayıptır yaşamdan, boştur, boşunadır…
Gitmek isteyene gitme diyecek kadar boşa harcayacak nefesim yok benim. Kalmak isteyene kalma diyecek kadar da insafsız değilim. Giden de benimdir, kalan da oysa farkındayımdır, bilirim… Bilirim çünkü gidende bir zamanlar kalandı hayatımda ve doldurandı nefeslerimi.
İşte hayat bir nefesle nefessizlik arasında yaşadığın an kadar. An’ın içine sığdırabildiklerin kadar yaşadıkların. Her an bir imzadır senden hayata, boş ya da dolu bir kağıda. Boşlukları doldurma çabasıyla geçer öylece ve ne kadar boş kağıda atılmış imza varsa kayıptır yaşamdan, boştur, boşunadır…
Gitmek isteyene gitme diyecek kadar boşa harcayacak nefesim yok benim. Kalmak isteyene kalma diyecek kadar da insafsız değilim. Giden de benimdir, kalan da oysa farkındayımdır, bilirim… Bilirim çünkü gidende bir zamanlar kalandı hayatımda ve doldurandı nefeslerimi.
Susmak isteyene konuş diyecek kadar gücüm yok benim. Bilirim susanı konuşturmak bazen tehlikelidir, ağızdan dökülen geri dönüşsüz cümleler boşluğa düşürür nefesleri, sadece yaralar, sadece acıtır ve cümlelerin çokluğu kadar boştur nefesler. Bu boşluğa düşmemek içindir güçsüz hissedişim.
Ne sorulacak hesabım, ne de hesap soracak vaktim var benim. Bütün hesaplarımı Allah’a havale etmişim çünkü bilirim ondan daha adaletli olma ihtimalim yok ve bilirim O, hesabı hem çabuk görür hem de affedicidir. Bana ağır gelir affetmek, O’nun engin merhametinin yanında bendeki hiç kalır belki de. Hele bir de O affetiyse, hesap benim ne haddime.
An’la sınırlı olan ve her nefesin ardında saklı, koca bir ihtimal olarak duran ölüm varken, boşlukları yeniden dolduracak vaktim yok benim. Boşluklara geri dönme şansım da yok çünkü bilirim her doldurduğum boşluk, bir başka boşluğun sebebidir.
Hayata bırakacak izlerim yok benim, hayata bırakmak istediklerim ve benden sonra diye başlayan cümlelerim de yok… Benim kendime bırakmak istediklerim var, benim kendimde doldurmak istediklerim var, benim kendim için yapacaklarım var. Biliyorum ki, ben kendime getirdiğim tüm güzelliklerle, kendimdeki dolu testilerle hayata çok şey bırakmış olacağım.
Vaktim yok… Gerçekten vaktim yok… Gideni… Geleni… Yalanı… Dolanı… Konuşmayı meziyet sananı… Susmayı eziklik sananı… Boşluk doldurmaktan bile aciz olanı düşünecek vaktim yok. Ben kendi derdimdeyim ve böyle de çok iyiyim. Şunu en iyi bilirim ki, kendime olmayan faydam kimseye fayda sağlamaz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder