27 Mayıs 2012 Pazar

Tatlı Rüyalar

Blogum... Yazmaya ne vaktim, ne de takatim var bu sıralar ama aklım sende yetmez mi? Her bulduğum boşlukta uyuma eğilimindeyim ve uyumadığım bir boşluk varsa da düşünecek zihnim yok.

Zor olsa da güzel, bu ikili delilik harika bir şey. Dördümüzün olduğu fotoğraf karelerine baktıkça yüzümde koca bir tebessüm yer alıyor ve işte buna değmez mi çekilen zorluklar? Değer.

Az biraz dişimi sıkmam gerek, hele ilk 3 ayı atlatalım. Bir yazmaya başlayacağım sonu gelmeyecek. Neyse, kızım ve gazlı oğlum uyuduğuna göre uyumalıyım şimdi. Her gece gibi bu gece de aralıksız 3 saat uykuyu rüyamda görürüm, o zaman bana tatlı rüyalar:)
Bu e-posta, Turkcell BlackBerry ile gönderilmiştir.

19 Mayıs 2012 Cumartesi

İki Çocuklu Olmak

Yetişememektir... Pek çok şeye yetişememek.

Hele ki aralarında yaş farkı azsa, büyük çocuğun psikolojisi bozulmasın diye ekstra ilgi göstermeyi tercih etmektir.

Küçük çocuksa malum yenidoğan olduğundan dolayı 2-3 saatte bir yarım saat emzirirken büyük çocuğu oyalamak için bol konuşup tek elle aktivite yapabilme yeteneğini geliştirmektir.

Büyüğe yemek yedirirken bir yandan kucağındaki küçüğü pışpışlamaktır.

İkisini aynı anda uyutmaya calışmaksa gerçek bir cesaret örneğidir ya da aklını peynir ekmekle yemiş olmak mıdır bilemedim. Zira biri kucakta emerken öbürü tuvalet alışkanlığı kazanmış olmanın verdiği ekstra külfetle en az iki kere çiş, bir kere su ve kitap, oyuncak isteğiyle anneyi tüketme yolunda zirve yapar. Bu işlem 3 kişi başladıysa en az 1 saat sürecektir ki bu asgari ölçüdür. Not: Kucağımda bebekle kızımı klozete oturtmuşluğum bile var.

İkisi de aynı anda uyumuşsa ki bu büyük bir lütuftur; yemek-su ve uyku ihtiyacı olan annenın hepsinden önce uykuyu seçip yatağa koşmasıdır ama bu rüya da gazlı bir bebeğin k.ka yapma çalışmalarına destek olmak için kısa sürer genellikle.

Kimi zaman yemeden ve içmeden de annenin sütü olur yeter ki psikolojisi sağlam olsun, ay süt var mı yok mu kaygısına kapılmasın (zaten bu kaygıya fırsatı bile yoktur) cümlesinin bilimsel kanıtı olmaktır.

Evi ok goturmesine göz yummak, belediye evi basmasın diye yardım almak gerektiğinin farkına varmaktır. Benim gıbı evin durumunu hiç de dert etmeyen, aman bende çocuklarım da mutlu olalım da gerisi teferruat diyebilenler için sorun değil fakat titiz olanlar için çok sancılı bir durumdur.

Bir de yemek yapmaya bile fırsat bulamamaktır. Yemekle ilgili en büyük başarısı çorba yapabilmiş olmak ve ona da masum büyük çocuk aç kalmasın diye mecbur kalmaktır. Bence böyle iki çocuklu, yeni doğum yapmış kadınlar için bir kampanya başlatılmalı: her gün bir tencere yemek! Konu komşu, gelen giden elinde yemekle gelse her gün ne süper olurdu, hayali bile güzel. Hoş şu sıra dostlar rahatsız etmeyeyim inceliğinden olacak herhalde kapımı açmaz oldu, bu da ara sitem olsun:) herhalde bu kız bebeğe mevlüt yapar biz de o şekilde aradan çıkarırız ziyareti diyenler var ama beklenen son kişi gelene kadar mevlüt yapmaya da niyetim yok biline.

Son olarak, düzenli bir blog yazarı olarak bloguna yazamamak, bakamamak, kumanda panelıne bile ugrayamamaktır. Hatta ve hatta bılgısayarı açmaya dahi imkan bulamamak, varsa işte biraz teknolojik akıllı telefonunla iki ara bir derede yazıp maille bloga postalamaktır. Bakınız: ben;)
Bu e-posta, Turkcell BlackBerry ile gönderilmiştir.

10 Mayıs 2012 Perşembe

Nereden Başlasam

Aynı çocuktan bir 2010 model, bir de 2012 model doğurmuşum:) Resimlerini de özellikle yan yana koydum karşılaştırmalı olarak bakmak için. Ben oğlum doğduğu an onun kızıma ne kadar benzediğini anlamıştım, ikisinin bebeklik tipi yüksek oranda benzer bence, siz aradaki 7 farkı bulursanız lütfen söyleyin.


Şimdi normalleşmeye başlamış bir anne olarak,  blogumu da çok ihmal ettiğimin bilinciyle başlıyorum. Yazacak bir dünya şey var ama aklıma düştükçe yazarım artık. Malum lohusa sendromuna girme lüksüm bile olmadı, kayınvalidemin benim için hazırladığı o süslü püslü yatakta yatmak da kısmet olmada, bir de dış kapıya görümcemin astığı mavi tüllü pek afilli bebekli süsü de ilk gün eve bebeksiz gelince çıkardım. Oğlumu alacağım gün yeniden taktım ama hem de büyük bir keyifle.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Oğlum Hastaneden Çıkıyor:)

Biz Cuma'yı beklerken az önce doktorumuz aradı ve bu sevindirici haberi verdi. Önce durumunu anlattı, testlerin temiz çıktığını ve neler yaptıklarını. Sonra da duyduğum an sevinçten gözyaşlarına boğulduğum o cümleyi kurdu; gelip bebeğinizi alabilirsiniz:)

Şimdi hızla hazırlanıyorum, uçarak gideceğim sanırım. Çok şükür....
Bu e-posta, Turkcell BlackBerry ile gönderilmiştir.