Dünden beri hastayım tam bir soğuk algınlığı. Gerçi ben bunu hak ettim şimdi pişmanım daha dikkatli olmadığım için. Çok şiddetli bir durum olmadığı için bol vitaminli meyvelerle bu durumu atlatmaya çalışıyorum.
Şuan en büyük korkum kızım. Bu hastalığın ona da bulaşmasından o kadar çok korkuyorum ki. Ama hep dipdibeyiz aramıza iki metre bile uzaklık girmesi imkansız. Çok fazla kucağıma almamaya çalışıyorum en azından o ortalığı yıkmadıkça şöyle böyle oyalamaya çalışıyorum, kucağımdayken gelen hapşırmaları içimde tutuyorum, öksürmüyorum. Kimi zaman nerdeyse ağzımın içine girecekmiş kadar yaklaşınca nefesimi tutuyorum. Bebek hastalığı gerçekten çok zor bunu 2 ay önce hastanede bile yatması gerekecek kadar derinden yaşadığım için daha da paniğim.
Aynı zamanda yorgun ve hasta halimle kızımla ilgilenmek zorlaşıyor benim için, bir de haftaya kadar hazırlamam gereken önemli bir sunum var ve derse yoğunlaşamayacak kadar bitkinim. En azından kızım bana uzak uykuya yakın olsun diye uğraşıyorum. O da sanki benim bu isteğimi tersine çevirip benimle inatlaşmak için dün akşam her zamanki gibi uyuduktan sonra gece yarısı uyanıp 2 saat ayağa dikti bizi. Üstelik babası ne yaptıysa uyutamadı ve yine elime kaldı küçük hanım. Nedenini hiç çözemedim, üst dişlerde geldi artık. Ev mi? Oldukça dağınık ama zaten olan azıcık enerjimi de kızım aldığı için şuan elimden fazlası gelmez.
Bu arada nane-limondan nefret ediyorum ve hala içmemek için direniyorum.